Lifestyle

Kahraman Yaratma / Unutulmaz Bir Senaryo

Unutulmaz bir hikaye yaratmanın yolu, unutulmaz bir kahramandan geçer. Kahraman yaratma, çok boyutlu bir süreçtir. Bu yazıda bir kahramanın yaratılmasına dair, farklı kaynak ve disiplinlerden edindiğim tüm bilgileri kendimce bir araya getireceğim. İşinize yarayacağını umarım.

kurguda kahraman yaratma

Kurguda kahraman kimdir?

Senaryo, hikaye, roman veya oyunda olayların başından geçişini izlediğimiz ana kişi, kahramandır. Kahramana baş karakter de denir.

Olayların daha ileri seviyeye taşınmasında katkısı olan görece önemsiz kişiler de yan karakterlerdir.

Baş karakter bir kahraman ya da antikahraman olabilir. Antikahraman klasik kahraman özelliklerinin tersi özellikler taşır. Olumsuz özellikleri ağır basan kahraman olarak da tanımlanabilir.

Kahraman da olsa, antikahraman da olsa; baş karaktere protagonist adı verilir.

Protagonistin rakibi ise antagonist adını alır. Antagonist daima bir kişi olmak zorunda değildir, yasalar, töre v.b. de olabilir. En güzel hikayeler, antagonistin en güçlü olduğu hikayelerdir. Antagonist, bir hikayenin en güçlü kişisi, hatta protagonistten bile daha güçlü olmalıdır. Protagonist ise, hikaye boyunca cebinden çıkaracağı sürpriz silah ve taktikler ile onu aşmaya çalışır.

Antagonist her zaman kötülükler yapan bir kişi olmak zorunda değildir. Hikayedeki işlevi önemlidir. Kahramanla aynı şeyin peşinden koşar, aynı şeyi arzular. Ancak arzu nesnesi sadece bir tanedir. Dolayısıyla antagonist ve protagonist rakiptir. Kahramanın rakibinden nefret etmesi gerekmez. Rakip sadece diğer tarafta duran kişidir. Kahramandan daha iyi, daha ahlaklı olabilir ya da kahramanın sevgilisi/dostu olabilir.

Kahraman ile empati kurma:

Unutulmaz bir kahraman yaratma, izleyici/okuyucuya kahraman ile empati kurdurmaktan geçer. Bunun için; hikayenin başında, kahramanın, henüz farkında olmadığı bir kusuru ya da eksikliği olmalıdır. Hikayenin sonunda ise, dönüşüm şarttır. Kahraman kusurunu fark eder ve değişir (bazen de her şeye rağmen değişmeyi reddeder ve genelde bu onun yok olmasına sebep olur).

Kusursuz kahramanlar mükemmel ya da bir kurban rolünde görünürler ve bu seyirciyi daha en baştan kaybetmek demektir. Mükemmel bir karakter gerçek olamaz.

Kahraman için en iyi kusur, psikolojik ve/veya ahlaki bir ihtiyaçtır. Sadece psikolojik kusura sahip kahramanlar, sadece kendi canlarını acıtır ve ortalama öykülerde yer alır. Psikolojik kusurunun yanında ahlaki kusuru da olması, etrafındakilerin de canını yakıyor olması, dönüşümünü izlemeyi daha istendik kılar.

Psikolojik kusur, kahramanın maceraya atılmadan önceki dünyasında içinde bulunduğu sorunla göbekten bağlıdır. Örneğin psikolojik sorunu küstahlık olan bir adam, kimseyle geçinemediği için işsizdir.

Ahlaki kusur iki türlü olabilir:

a-Doğrudan psikolojik zayıflığa bağlı kötü bir özelliğe sahiptir. Örneğin paraya karşı zaafı vardır ve dolandırıcılık yapar.

b-Güçlü (iyi) bir yanı vardır fakat bu güçlü yanı onun için bir zayıflık oluşturacak kadar abartılıdır. Örneğin o kadar mantıklı biridir ki, ailesinin duygusal ihtiyaçlarını hor görür.

Hikayenin daha en başından kahramanla empati kurdurmanın, 3 yolu vardır. Bunlardan bir ya da bir kaçı kullanılarak izleyici/okuyucunun kahramanla kolayca özdeşleşmesi ve onun hikayesini kendi hikayesi gibi izlemesi sağlanır:

1- kahramanın birisi için fedakarlık yapması

2- kahramanın bir haksızlığa uğraması

3- kahramanın bir yarasını/acısını göstermesi (en etkili yol)

Kahramanın dönüşümü:

Kahraman ile ilk bağ/özdeşleşme/empati kurulduktan sonra, kahramanın hikayesinin heyecanla takip edilmesi için kahramanın bir arzusu olmalıdır.

Kahramanın arzusu, ilk etapta bahsettiğimiz kusurun iyileşmesi için ihtiyacı olan şeye yani gerçek ihtiyacına göbekten bağlıdır. Burada dikkat edilmesi gereken: kahramanın arzusu ile gerçek ihtiyacının birbirinden farklı oluşudur. Arzu yüzeyde, gereksinim ise suyun altında ilerler.

Bir örnekle açıklamak gerekirse:

Aşağılık kompleksi, değersizlik hissi olan bir kahraman; kendisine sevgi/saygı beslenmesine ihtiyaç duyar. Bu ihtiyacını gidermek için kariyerinde çok yükselmeyi arzular. Kariyerinde yükselirken etrafına karşı acımasız olur. Hikayenin sonunda sevgi için esas önemli olanın insani değerler olduğunu ve bunun da kariyer ile gelmeyeceğini anlar. Ama önce, yüzeyde, kariyerin zirvesi için o zorlu savaşı vermelidir. İzleyici esas olarak yüzeydeki olayı izler.

İyi bir hikayede, kahramanın arzuladığı şeye ulaşmak için bir planı vardır. Örneğin kariyerinde zirveye ulaşmak için, büyük bir müşteriyle bir iş bağlamak ister. Kahramanın bu en baştaki planı, hikayedeki pek çok adımı ilgilendirmeli, kendine has ve karışık olmalıdır. Kahraman herhangi bir adımda başarısız olunca planını değiştirir.

Ancak yine iyi bir hikaye için, bu planı gerçekleştirmek için önemli bir engeli aşmalıdır. İzleyici kendisini, bu mücadeleye kaptırır. Mücadelede kahramanın karşısına çıkan engeller ve rakibi (antagonist) ne kadar güçlüyse, kurgu o kadar iyi demektir.

Kahraman ne kadar zor duruma düşerse, izleyici o kadar merak duyar. Kahraman durmadan hatalar yapmalı ve izleyiciyi kızdırmalıdır. Böylece heyecan artar.

Kahramanın dönüşümü yani hikayenin suyun altında ilerleyen kısmına karakter arkı da denir. Kahramanın gerçek ihtiyacı/gereksinimi karakterin değişiminin başlangıcı ise, sonda vardığı nokta kendini keşif anıdır. Karakter arkının sonundaki kendini keşif anı, onun, insani olarak büyüdüğü andır. Bu an ile birlikte kahraman genellikle hayatını nasıl doğru dürüst yaşayacağını öğrenir. Daha iyi bir duruma gelir. Ancak tam tersi de mümkündür. Bazen kahraman kendisiyle ilgili gerçeği kaldıramaz ve daha kötü duruma düşer.

Kahraman daima haklıdır…

Müşteri daima haklıdır gibi, karakter de daima haklıdır; tabii kendine göre.

Kurgu karakterlerle ilgili en bilinen sözlerden biri şudur: Bir odada birbirinden farklı görüşte 4 kişi varsa, 4’ü de cennete kendisinin gideceğine inanmalıdır.

Dolayısıyla karakter yaratırken, -antikahramanlar dahil- her birinin kendince sonuna kadar haklı sebepleri olduğunu unutmayın.

Son olarak, kahramanın ister iç, ister dış çatışması olsun: ikilemlere düştüğü anlarda iyi ve kötü arasında seçim yapmasını istemeyin. İzleyicinin esas ilgisini çekecek olan, kahramanın, iki iyi ya da iki kötüden birini seçmek zorunda kalmasıdır. Dahası, bu iki iyi veya iki kötü arasında yapılacak seçimin sonuçları birbiriyle neredeyse aynı seviyede olmalıdır.

Kahramanın özellikleri:

Bir kahraman yaratma aşamasında, özellikle ana karakteriniz söz konusuysa, hikayede yer vermeniz gerekmese bile, ona dair tüm özellikleri bilmelisiniz.

Bütün özellikler:

Bir karakter fiziksel, psikolojik ve sosyolojik özellikleri bakımından değerlendirilir.

Fiziksel özelliklere yaşı, cinsiyeti, dış görünüşü gibi bilgilerin yanında; ses tonu, konuşma biçimi (dili), hastalıkları, alerjileri, tikleri gibi pek çok bilgi girer.

Sosyolojik özellikler de, karakterin yaşadığı yer, işi, eğitim durumu, maddi durumu, siyasi görüşü, mensup olduğu bir din olup olmadığı, cinsel yönelimi, beslenme biçimi, hobileri, mevcut romantik ilişki durumu, arkadaşları gibi bilgilerden başka; geçmişi, yetiştiği aile, çocukluk anı ve travmaları, çocukluk arkadaşları, eski romantik ilişkileri gibi doğduğundan beri kurduğu tüm bağları içerir.

Psikolojik özellikler içinde de iç dünyasına ait akla gelen ne varsa bilinmelidir. Yetenekleri, zeka seviyesi, kendine güven düzeyinden; üzgünken, kızgınken hatta cinsel ilişki sırasında ki tutumuna kadar uzanan çok geniş bir yelpazedir.

Sıra dışı özellikler:

Kahraman; izleyicinin hayatında tanıdığı, bildiği kişilere hem çok benzemeli hem de çok sıra dışı bir yön taşımalıdır. İz bırakan bir kahramanda, izleyici ilk olarak tanıdığı kişiyi ya da kendisini görür. Ancak bu kadar sıradan bir karakter ilgi çekmez ve çatışması kuvvetli olmaz. Dolayısıyla kahraman doğumsal ya da geçmişten gelen bir özellik de taşır. Örneğin kahraman pastacıdır ama şeker hastası olduğu için yaptıklarını tadamaz. Ya da hırsızdır ama obsesif kompulsif bozukluk (takıntı) sahibidir ve gittiği evlerde simetrik olmayan şeyleri düzeltir ya da kiri tozu temizler.

Kahramana sıra dışılık katacak bir özellik de bazen sıradan bir özelliğin abartılı biçimde varlığıdır. Bu kahramanı, özelliği ile bağdaşmayan bir ortama koyarsanız kuvvetli bir çatışma elde edersiniz. Örneğin Stajyer filminde Robert De Niro çalışkan, disiplinli, eski usül bir adamdır fakat gençlerden oluşan, her şeyin hıza bağlı olduğu bir e-ticaret şirketinde çalışmaya başlar.

Unutulmaz bir kahraman yaratma yollarından biri de onu markalaştırmaktır. Markaların logoları ve sembolleri olduğu gibi, karakterin de unutulmaz, görür görmez onu çağrıştıran bir parçası olabilir. Uzay Yolu’ndaki Mr. Spock’ın kulakları, Sherlock Holmes’ün büyüteci buna örnektir. Bu eşyalar, karakterin kişilik özellikleriyle uyumsuzsa, başarılı olmaz. Örneğin, güzelliğine düşkün bir kadın sürekli çantasından çıkarıp baktığı aynayla, detaycı biri cebindeki not defteri ile markalaşır.

Kahraman nasıl tanıtılır:

Hiç bir zaman karakterin ayağa kalkıp kendini tanıtmasını beklemek gibi bir şansımız yoktur. Ama tanıtıcı bilgileri izleyiciye daha hikayenin başında ve saniyeler içinde vermek mümkündür.

1- Mekan gösterimi: Karakterin kendisine ait mekandaki eşyaların gösterimi. Delikanlının dağınık odası, sevdiği grupların posterleri, çocukluğundan kalma oyuncaklar. Sanat düşkünü birinin evindeki tablolar. Bir kadının mutfağındaki çeşit çeşit ev yapımı reçel kavanozları.

2- Davranışların gösterimi: Karakterin hikaye ile alakasız anlık davranışlarının gösterimi. Bir yaşlıyı karşıdan karşıya geçiren genç kız. Çiçeklerini sularken onlarla konuşan kadın. Çöp kutularını tekmeleyen genç. Kahraman yaratma sırasında karakterin bu tarz olası davranışlarını düşünün.

3- Minik bir diyalog: Örnek: İşe gitmeye hazırlanırlarken karısıyla bir kaç dakika konuşan adam, o kısa zamanda, sadece kendini önemsediğini, karısını ve onun işini küçük gördüğünü belli eder.

4- İsimler: Kahramanınıza isim seçerken isminin kişilik özelliklerini yansıtmasına dikkat edin. Örneğin ismin söylenişinin karakterin yapısına uygun olarak sert-asi ya da yumuşak mizaçlı-sevecen imajı verip vermediğine bakın. Ayrıca seçtiğiniz isim, karakterin doğduğu yıllara ve ailesinin değerlerine uyumlu olsun.

İsim kadar kısaltma ve lakaplar da önemlidir. Özellikle karakterin kendisi için seçtiği ya da söylenmesine izin verdiği lakapların neler olduğu, onu tanımada çok önemlidir.

Kısaltma ve lakaplar aynı zamanda kurguda karakterler arası ilişki durumlarını anında göz önüne serer. Karakterlerin birbirine Hanım/Bey veya Teyze/Amcaoğlu gibi takılarla, doğrudan ismiyle ya da lakaplarıyla hitap etmeleri statü, akrabalık ve yaş durumlarını da ortaya koyar.

Yan karakterler, karakter-tip farkı

Bir hikayede yer alacakk tüm karakter türlerine Karakter Ağı Kurma başlığında yer vereceğim. Ancak şimdiden söylemek istediğim bir kaç şey var:

Yan karakterler önem dereceleri düştükçe tip olmaya yaklaşır. Tipler; kurgularda toplumsal boyutlarıyla karşımıza çıkar. Ait olduğu sosyal durum veya olgutip” üzerinden işlenir. Örneğin: dalkavuk, dilenci, dadı…

Oysa bir “karakter” bir bireydir. Kendine özgü çelişkileri, acıları, mutlulukları, çıkmazları vardır. Çok yönlüdür. Asla saf iyi veya saf kötü değildir. Gri alanları vardır.

The Menu filminde mesela çok iyi yan karakterler yaratılmış, hatta protagonist ve antagonistten bile daha özenli tasarlanmışlar bence. Bir bakın derim…

Son ve kaynakça:

Kahraman yaratma ile ilgili bilgileri toparlarken Linda Seger, Syd Field gibi yazarların yanında, en çok John Truby’nin Senaryo Anatomisi kitabından faydalandım. Bütün bu kaynak kitaplara ulaşmak isterseniz buraya tıklayın.

Bir senaryo yazmadan önce mutlaka bilmeniz gereken 15 madde için buraya tıklayın.

Diğer sinema yazıları için buraya tıklayın.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Yorum yaz | Görüntüle

Başa dön tuşu

Dengeliyorum sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et