En İyi Artçı Ben’im! diyebilmek için
Egomun en şişik olduğu konulardan biri hakkında yazmak istiyorum. Motorda nasıl iyi artçı olunur?
Elbette boşuna böbürlenmiyorum; sürücüm XY tarafından pek çok kez bu konuda takdir edildim, zaten bana artçı olma eğitimimi de kendisi verdi.
Elbette deneyimli bir sürücüye artçı oluyorsanız, kendisi sizi iyice bilgilendirecektir ancak sürücünüz bu konuda çok da deneyimli değilse iş size düşer.
Hadi bakalım neymiş artçılığın olmazsa olmazları:
Motora binmeden önce artçının bilmesi gerekenler:
– Siz siz olun, yılların sürücüsü bile olsa, yeni bir motor almış, motoruna henüz alışmamış, hakimiyet problemi yaşayan sürücünün arkasına binmeyin.
-Mutlaka kask ve diğer tüm ekipmanınızı giyin. Eldiveni sakın ihmal etmeyin. Elini motor üzerinde 2 defa arı sokmuş biri olarak konuşuyorum. Birinde arı kardeş sürücümün kaskına çarpıp ikiye bölündü sonra iğneli olan yarısı (evet totosu diyebiliriz) gelip benim elimin üstüne saplandı. Motorda giderken iğneyi çıkarıp yola devam ediyorsunuz ve elinizi rüzgara tutunca acısı biraz azalıyor ama durunca zonklamaya başlıyor.
Omuzunuza, gövdenize yapışık kalacağına emin olduğunuz küçük bir çantayı çapraz şekilde asabilir ya da asla sallanan parçaları olmayacağına emin olduğunuz bel çantası, bacak çantası v.s. kullanabilirsiniz. Yol takibi için telefonunuz kolay erişebileceğiniz bir yerde olmalı.
Kendi konforunuz için kaskın altına mutlaka bandana (jenerik marka olduğu için çoğumuzun buff olarak bildiği cinsten) takın. Bandana kaskın içindeki rüzgarı ve sesi azaltır. Ayrıca, benim kulaklarım reaksiyon verdiği için kullanamıyorum ancak iyi bir kulak tıkacı (benimkiler Alpine Motosafe) kullanmak, uzun yolda yorgunluğunuzu azaltır.
Kesinlikle sarkan uçları olan kıyafetlerle motora binmeyin.
-Kasklarınızın içinde intercom yoksa, sürücünüzle, yolda oluşabilecek durumlar için bir şifre geliştirin. Örneğin şöyle bir şey olabilir:
Sizin ona söylemek isteyecekleriniz:
*yerleştim, sürmeye başlayabilirsin (omuza bir vuruş)
*konuşmamız gerek (omuza iki vuruş)
*acil bir durum var (omuza 3 vuruş)
Onun size söylemek isteyecekleri:
*binebilirsin (baş işareti)
*park ettim güvenle inebilirsin (sol dizinize bir dokunuş)
Artçı Motora binerken:
-Motora daima sol taraftan binip inmeniz gerektiğini unutmayın, yani motorun sol tarafına geçin.
-Bizim kasklarımızın içinde intercom var ve rahatça konuşup birbirimizi duyabiliyoruz ancak intercom yoksa sürücünüzün baş işaretiyle size “binebilirsin” demesini bekleyin.
-Sol elinizi sürücünüzün sol omuzuna koyarak tutunun ve sağ elinizle de varsa arka çantadan (topcase) destek alın. Sol ayağınızı sol artçı pegine basıp ayağa kalkın, sağ bacağınızı selenin üzerinden aşırıp dengeli bir şekilde oturun ve sağ ayağınızı pege yerleştirin. Sol ayağınızı bastığınız anda vücut ağırlığınızı motorun ortasına doğru verin ki, motoru sola yatırmayın. Aynı şekilde ayağınızı aşırdığınızda da sağa fazla abanmayın ki motor sağa yatmasın.
-Motor botlarınız varsa problem olmaz ama tabanı düz bir ayakkabı giyiyorsanız ve özellikle hava yağışlıysa ayağınızın kaymamasına dikkat edin. Topukluyla falan motora binmeyi zaten düşünmeyin.
-Yolda giderken peglere, ayak parmaklarınızın bittiği ve ayağınızın başladığı kısımdaki kemiklerin olduğu yerden basacaksınız. Parmak ucu değil, ayak çukuru değil, topuk değil. Hani topuklu ayakkabı giydiğimizde bütün yükümüzü taşıyan yer var ya, işte orası (burada sözüm kadın artçılara). Ancak sürücünüzün ayaklarını yere koyması gerektiği anlarda (ışıklar olabilir, bazı dönüşler olabilir, park etme aşamasında kaldırıma çıkmak v.s. olabilir.) parmak ucuyla basın yani ayaklarınızı mümkün olduğunca geriye atın ki, sürücünün bacağı sizin ayağınıza çarpmasın.
-Yerleştiğinize emin olduğunuzda sürücünüze yola çıkması için işaret verin.
Sürüş esnasında artçı:
-Ani fren riski olan yerlerde, şehir içinde; sol elinizle artçı tutunma demirine, sağ elinizle sürücünüzün beline tutunun. Uzun yolda serbestsiniz. Yokuş aşağı giderken öne kayıp sürücünüzün üzerine abanmamak için, iki elinizle de artçı tutunma demirlerine tutunun.
-Sürücünüzün belini fazla sıkmayın ama orada olduğunuzu ve bir problem olmadığını bileceği kadar “hissettirin”.
-Ani frenlerde bacaklarınızı sıkarak sabit kalmaya, kaskınızı sürücünüzün kaskına çarpmamaya çalışın. Bu durumu çok sık yaşıyorsanız, sürücünüzü daha sakin kullanması için uyarın.
-En önemli kural, motorun arkasında patates çuvalı gibi kalabilmeniz. Asla virajlarda motorun yattığının tersi yönde yatmaya kalkmayın ancak motorun yattığı tarafa daha fazla yatmasını sağlayacak şekilde işgüzarlık da yapmayın, döndüğünüz tarafa doğru başınızı çevirip bakmanız yeterlidir.
-Gereksiz hareket etmeyin, özellikle yavaş giderken en küçük kıpırdanmanızın motorun dengesini bozduğunu unutmayın. Uyuştuysanız, kramp girdiyse sürücünüze haber verdikten sonra hareket edin.
-Bazen trafikten kaçmak ya da yoldaki bir problem nedeniyle önceden belirlediğiniz güzergah değişebilir; telefonunuzdan bakıp sizi oradan çıkaracak yolu tarif etmeyi ve sapaklara yaklaşırken kaç metre kaldığını sürücünüze haber vermeyi unutmayın. Tabii ki bütün bunlar için intercom gerek.
-Intercom var diye arkadan sürücünüzün kafasını şişirmeyin, dikkatini dağıtmayın. Ama benim gibi kendi aleminize dalıp çok uzun süre sessiz de kalmayın. Yolda bana sürekli “uyudun mu?” diye soru gelir, çünkü uzun yolda bu mümkün ve bu yüzden motordan düşebilirsiniz. Şimdiye kadar hiç uyumadım ama çok uykumun geldiği ve kendimi XY’ye ya da motora bağlamayı düşündüğüm oldu. Böyle zamanlarda kaskın vizörünü açıp biraz hava alın, daha da iyisi bir kahve molası verin.
-Rahat olun, tadını çıkarın. Sürücünüz belli bir olgunluktaysa zaten sizi korkutacak şekilde sürmeyecek ve mutlaka ikinizin de güvenliğini ve konforunu düşünecektir. Sınırlarınızı öğrenmesi ve arkasındaki ağırlıkla sürmeye alışması için ona biraz zaman tanıyın. Şu anda arka koltukta whatsapp üzerinden insanlarla mesajlaşabiliyor hatta anlık görüntü yollayabiliyorum. İstesem örgü bile örebilirim 😊 Bütün bunlar, birlikte aldığınız kilometreler arttıkça kendiliğinden gelişecektir.
Artçı motordan inerken:
-Asla durur durmaz kendinizi motordan atmaya kalkmayın. Sürücünüzün işaret vermesini bekleyin.
-Aynı binerken olduğu gibi dengeli bir şekilde ve ayağınızı sağlam basarak, motorun sol tarafından inin.
-İnince birkaç adım geri gidin ki, sürücünüz inmek için ayağını attığında size çarpmasın.
Uzun yolda motorun ve tüm çantaların yedek anahtarlarını yanınızda taşıyın ve en azından topcase’i açıp kapatmayı öğrenin.
Güvenli ve keyifli yolculuklar…
Motor aşkı artçı-sürücü ayırmaz, buyursunlar, şahane bir film tavsiye ediyorum…
Berk O.
Elinize sağlık.
Kaya U.
Hepsini okudum. Güzel bir özet olmuş bence. Belki tümseklerden geçerken arka çantanın artçının beline vurması durumu sizde de yaşanıyorsa (motora göre değişebilir belki) ondan bahsetmeniz, biraz da hava durumuna göre giyinme kısmını açmanız güzel olabilir.
——————-
Öneriler için teşekkürler. Belirttiğiniz durum yaşadığımız bir şey değil. İki nedeni olabilir;
1- V-strom yayla gibi 🙂
2- Kasislerde sert darbeleri önlemek için, artçı ağırlığını kısmen peglere alarak, darbeyi sönümlüyor. Bu durum, genel bir kontrol de sağladığı için çanta ile ilgili problem yaşanmamış olabilir.
Açıklayabildim mi bilemiyorum ama, umarım yardımı olur.
Mustafa K.
32 yıldır aynı artçı ile sürdüğümden, alıştık artık.
Başka türlü zaten artçı almak pek mantıklı değil gibi geliyor…
Kadir Tamer T.
Kadir Tamer Tanyaş
Gayet mükemmel anlatılmış, tebrikler, elinize sağlık. Elbet aranınca daha detay bulunur ama bunu bilen kimse ciddi bir problem yaşamaz ve yaşatmaz.
Herkese keyifli sürüşler…
@advonroad
Özhan A.
Cok guzel bir yazı tebrikler ve teşekkürler
Alper E.
Şöyle bilinçli bir artçı denk gelmediki şansımı seveyim, o kadar yıldım ki monokapak taktım, binmek isteyene kusura bakmayın tek kişilik motorsiklet diyorum artık…
Ergün O.
Teşekkürler
– Can O.
Elinize saglik, cok guzel anlatmissiniz. Iki hususta ayni fikirde degilim, birincisi her zaman soldan binme hususu. Egsozun solda ve sıcak olduğu durumlarda sağdan binmek tercih edilebilir. Sürücü bineceğinizden haberdar ve hazirsa nereden bindiginizin bir onemi yok, sizin solu mutlak tercih olarak sunmanizin sebebini paylasmanizi rica ederim. Diger nokta da sikisik veya ani fren riski olan bolgelerde sol elinizle motoru, sag elinizle surucunun belini tutmaniz gerektigi bilgisi. Bunu neden yapiyorsunuz? Neden iki elinizle de motoru tutmuyorsunuz? Endise ettiginiz uzere bir panik fren yapildiginda avuc icinizle bele baski yaparak bileginizi incitebilir ya da surucunun hem dengesini hem ilgi odagini bozabilirsiniz. Yana dogru beline sadece dokunur gibiysenizde kendi dengenizi kaybederek surucuye carpabilirsiniz. Bunlar da nacizane benim bir surucu olarak artci yorumum 🙂 Geri kalan her detayi cok guzel anlatmissiniz
— Melih Y.
Sol ayak yerde, sağ ayak frende durulur. Bu yüzden artçı soldan biner ki ağırlığını verdiğinde sol ayağınla güç alabilirsin. Sağdan biner ve ağırlığını verirse sağ ayağını frenden çekmen gerekir. Özellikle yokuşta sıkıntı yaratır.
— Can O
iki ayak yerde, sağ el frende dursaniz daha stabil olmaz mi ?
—-Dengeliyorum
Merhaba,
Bunlar bizim geliştirdiğimiz kurallar değil elbette. Zamanla duyup, görüp, okuduğumuz, kendimizce doğru olduğunu deneyimlediğimiz konular. Egsoz solda da olsa, motor yan ayakta iken sola yatık duruyor mesela. Solda diye motoru sağa yatırıp parketmiyoruz.
Motorun en stabil hali her iki frenin de basılı olduğu durum. (Yokuşta, ön teker yine de geri kayabilir.onun için her iki fren)
Şart mıdır? Değildir elbette. Böyle daha uygun olduğu öngörülmüş ve tavsiye olarak bize sunulmuş.
Ani frenden kasıt arabaya kafadan girmemek için yapılan bir fren değil, normalden daha sert bir fren. Belden tutulmasının amacı da sürücüye feedback vermek.
Şart mıdır? Bu da şart değil elbette.