Lifestyle

Hizmetçi – kitap yorumu

Bu hafta aynı isimde iki kitap okudum. Biri polisiye diğeri de psikolojik gerilim tarzında olan her iki kitap da kolay okunan, eğlenceli romanlardı. “Hizmetçi”, kitap adı olarak beni çok çekti. Birbirimizin yaşamlarını gözlemeyi seven -haydi kibarca merak eden diyelim- yaratıklarız sonuçta. Lütfen inkâr etmeyin, EvrimAğacı da dedikodunun Homo sapiens sapiens’in evriminde önemli bir payı olduğunu yazar. Peki “Hizmetçi” adlı bir roman size de dedikodu vadetmiyor mu? 😉

hizmetçi kitap

Baştan söyleyeyim, bu iki romanda hizmetçi isimlerinin birbirine benzemesi (Molly-Millie) ve ortada bir ceset olması dışında hiçbir benzerlik yok!

Hizmetçi / Kitap yazarı: Nita Prose

İlk okuduğum “Hizmetçi”, Nita Prose tarafından yazılan polisiye kitap oldu.

Polisiye seviyorsanız hiç almadığınız bir tadı alacağınızı söyleyebilirim. Baş karakterin sıra dışılığının bir polisiyeyi nereden nereye götürebildiğine şaşırıp kaldım.

Okuyucuya olayları doğrudan anlatırsanız sıkılabilir, çünkü sonuçta olaylar birbirine benzer. Fakat olayları okuyucuya çarpıtılmış bir bakış açısıyla anlatırsanız, daha önce yapılmamış bir şeyi yaparsınız.

Yaratıcı yazarlık hakkında…

Konusu

“Hizmetçi Molly, büyükannesi ölünce hayatta bir başına kalmıştır. Bir gün, çalıştığı otelin odalarını temizlerken bir cesetle karşılaşır. Ölen kişi, otelin devamlı müşterilerinden zengin bir iş adamıdır. Molly, cesedi bulan kişi olarak polise defalarca ifade vermek zorunda kalır.”

Molly tüm detayları hatırlayacak kadar zeki olmasına karşın sosyal ilişkilerde başarısızdır. Yüz ifadelerini okurken, kendisinin ve başkalarının duygularını adlandırmaya çalışırken güçlük yaşar. Romanda doğrudan bahsi geçmese de ben, tanısı konmamış bir otistik olduğunu düşündüm.

Molly’nin ağzından yazılmış romanı okurken bu baş karakteri sevmemek mümkün değil. Büyükannesinden hayata dair öğrendiklerini ve otel müdürünün belirlediği çalışma kurallarını harfiyen uygulama konusundaki gayreti müthiş. Çalıştığı Büyük Regency Otel’e hayranlığına, sabahları dolabında tertemiz bulduğu üniformasına aşkına bakılırsa; bütün ihtiyacı, tutarlılık. Ertesi sabah da orada olacağına emin olduğu şeyler Molly’ye güven ve huzur veriyor. “İşini kimse bakmıyorken de en iyi şekilde yap.” sözünü duymuşsunuzdur. Tüm odaları, hijyenik olmayan bir santimetrekare bile kalmayacak şekilde temizleyişi, Molly’nin sadece ideal bir personel değil, tamamen güvenilir bir insan olduğunu da kanıtlıyor. Etrafındakilerin “ona mı yoksa onunla beraber mi güldüklerini” anlamakta zorlanan Molly maddi zorluklar yaşıyor. Üstelik art niyetli kimselerce defalarca kandırılıyor. Romanı okurken elinizde olmadan Molly’ye karşı bir şefkat duyuyorsunuz.

Arka kapak

Molly hakkında Stephan King bile “Mükemmel ve çok eğlenceli… Uzun zamandır okuduğum en ilginç karakter.”  şeklinde bir yorum yapmış. Bu yorum, Hizmetçi kitap arka kapağına, hatır gönül için ya da para karşılığında “yazdırılan” bir yorum olmasa gerek. Açıkçası ben de bir polisiye romanda ilk defa bu kadar sempatik bir dedektifle karşılaştım.

-spoiler-

Gerçi zavallı Molly’nin dedektif olma kaygısı yoktu ama bütün oklar kendisini gösterdiğinde başka çaresi kalmadı. Özel bir birey olduğu için O’nun ne kadar zeki olduğunu gözden kaçıranlar, “nasılsa kendisini savunamaz” diye suçu üzerine yıkmaya çalıştılar. Molly kalenderdi, çok eski giysiler giyebilir, az yemek yiyebilir dahası kimseyle görüşmeden yıllarca yaşayabilirdi. Fakat demir parmaklıkların ardındaki pisliğe katiyen dayanamazdı. Molly’nin esas savaşı mikroplarlaydı.

-spoiler biter-

Hizmetçi / Kitap yazarı: Freida Mcfadden

Okuduğum ikinci “Hizmetçi” adlı kitap, insanı epeyce geren bir romandı.

Konusu

Bu kitap da bir cesedin bulunuşu üzerine olay yerinde inceleme yapan polislerin olduğu sahne ile açılıyor fakat ilk kitaptan çok farklı ilerliyor.

İlerleyen sayfalarda, 3 ay kadar önce cesedin bulunduğu malikaneye hizmetçi olarak kabul edilen Millie’nin ağzından, işvereninin tuhaflıklarını okumaya başlıyoruz. Millie şartlı tahliye ile salıverilmiş bir kadın ve cezaevine geri dönmemek için bu işe deli gibi ihtiyacı var. Ne yazık ki kendisini korkutan, dışarıdan kilitlenen, üstelik penceresi de açılmayan bir çatı katında kalmak zorunda. Fakat -son haftalarda arabasının içinde yaşadığı düşünülürse- uyuyabildiği düzgün bir yatağı ve 3 öğün yemeği olması, işine sıkıca sarılmasına yardım ediyor.

Millie’nin, daha önce akıl hastanesinde yatmış tehlikeli ve tuhaf ev sahibesi Nina ise oldukça ürkütücü. Dahası Millie’nin, Nina’nın kocasına karşı hissettiği engellenemez çekim, günden güne hayatını zorlaştırmaya başlıyor. Nina’nın kocası; yakışıklı, kusursuz, centilmen ve karısına nazaran çok daha insaflı bir işveren. Bir de Millie bu çekici adamla her dakika burun buruna gelip de içinde yükselen kadınsı heyecanını dizginlemek zorunda olmasa…

Kitabın devamında sürpriz üzerine sürpriz gelişmelerle aklınız başınızdan gidecek. Hatta gözlerinizi kocaman açıp ürkerek okuyacağınızı söyleyebilirim. Ben elimden bırakamayıp bir gecede bitirdim. Benim için en güzel tarafı, okurken beni birkaç saatliğine de olsa gerçek hayattan uzaklaştırabilmesine rağmen travma yaratmamasıydı. İtiraf ediyorum, bazı gerilim kitaplarını okuduktan sonra bir süre karanlık odada uyuyamıyorum 🙂 Bu kitabın şaşırtıcı sonunun ise rahatlatıcı bir tarafı bile vardı. Öyle ki, dünyada bu kitaptaki bazı karakterler gibi insanların gerçekten yaşıyor olması ihtimalini düşünerek sevindim! Eğer okursanız, hangi karakterin varlığının gerçek olmasını dilediğimi tahmin edersiniz. Sonrasında bana yazın, üzerinde konuşalım 😉

Hizmetçi adlı her iki kitap da burada…

Sitemizdeki diğer kitap yorumları için buraya tıklayın.

Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Yorum yaz | Görüntüle

Başa dön tuşu

Dengeliyorum sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et