Kişisel gelişim

Eril ve Dişil Enerji – Kış Çemberi Bölüm-4

Arzu ve Deniz’le Kış Çemberi‘nin 4. haftasında eril ve dişil enerji üzerine konuştuk. “Eril ve dişil enerji nedir, bu enerjilere dair özellikler ne zaman birer güce dönüşür, güçlü kadın olmak ne demektir?” gibi konuların üzerinde durduk. Kendi eril ve dişil özelliklerimizi fark ettik. “Bu özellikleri doğru yerde kullanarak daha iyi hissettiğimiz, ihtiyaç duyduğumuz yöne kayabilir miyiz?” diye baktık. Her zamanki gibi çemberden, önümüzdeki hafta boyunca denemek için aldığımız bazı kararlar ile çıktık.

Eril ve dişil enerji nedir?

Eril ve dişil enerjiler aslında hem kadında hem de erkekte bulunan enerjilerdir. Bu iki enerji, sürekli birlikte var olan karşıt kutuplardır.

Kadın ile erkeğin beyin yapısı ve hormonları gereği genellikle kadınlarda dişil, erkeklerde eril özelliklerin ağırlıklıdır. Ancak pratikte her zaman kadında dişil, erkekte eril enerjiler ağır basar; diyemeyiz.

Yaşam şartları, çocukluktaki duygular, alışkanlıklar da eril ve dişil enerji biçimlerinden hangisinin benimsendiği konusunda etkilidir.

Bunun yanı sıra bir dönemde eril ve dişil enerjilerden biri, ilerleyen dönemde diğeri aktif olabilir. Gün içinde bile daha eril ya da daha dişil davranış biçimleri sergilediğimiz anlar vardır.

Eril ve dişil enerji nedir, ne değildir?
Eril ve dişil enerji nedir, ne değildir?

Eril ve dişil enerji, hangi özelliklere sahiptir?

Arzu ve Deniz çemberde bize bu iki enerjiyi çok detaylı tarif ettiler ancak ben kısaca aktaracağım.

  • Eril enerjiyi tarif eden sözcükler:

Akıl, mantık, düz, basit, köşeli, işlevsel, hareketli, kontrolcü, yapısal, yapmak, analiz, başarmak, vermek, fethetmek, rekabet, yarış, savaş, korumak, görevleri yerine getirmek, düzen, mükemmellik, sonuç odaklılık, sert, değişmez, strateji, hedef, öngörülebilirlik, plan, bağımsızlık

  • Dişil enerjiyi tarif eden sözcükler:

Duygular, sezgiler, dairesel, yumuşak, rahat, yuva, uyum, kabul, kucaklama, birleştirici, kalp, bedensellik, karmaşık, renkli, bağlı, topluluğa dahil olma, incelik, zarafet, estetik, sanat, yaratıcılık, akışkan, beslemek, olmak, teslimiyet, spontan, kaotik, vahşi, kuralsız, gizem

Bu sözcükleri okurken, siz hangi enerjiyi kendinize daha yakın hissettiniz? Eril ve dişil enerji özelliklerinden hangisini okumak size daha iyi hissettirdi?

Hangi enerjiden ne kadar kullanıyoruz?

Bir çoğumuz kendimizi her iki sözcük grubundan bazılarıyla özdeşleştiriyoruz. Ancak günümüzde eril ve dişil enerji kavramlarının popülerleşmesinin bir sebebi var. Kadınlar artık iş yaşamında aktif yer alıyorlar. Fakat dişil enerjiye ait özelliklere iş hayatında yer yok. Bu yüzden bir çok kadın, eril özellikleri daha fazla benimsedi. Eşimle (XY) birlikte kendi işimizi yapıyor olmamıza rağmen ben bile bu gruba dahilim.

Arzu ve Deniz önce enerjileri detaylı olarak tarif ettiler. Sonra bir oyunla, ne zaman eril ne zaman dişil enerjilerle hareket ettiğimizi fark ettirdiler.

Her iki enerji de doğru yerde doğru zamanda kullanıldığında güce dönüşüyor.

Burada önemli olan yüzde kaç oranında eril yüzde kaç oranında dişil enerji ile hareket ettiğimiz değil. Zaten, ihtiyaç duyduğumuzda alet çantamızdan her iki enerjiyi de çıkarıp kullanabilmek, en güzeli.

İş yaşamında kabul görmek ve kariyerimizde ilerlemek için eril enerjilerimizi kullanmak zorundayız. (BÖYLE GEREKİYOR OLMASINI KESİNLİKLE TASVİP ETMİYORUM. KADINLARIN KARİYER BASAMAKLARINI TIRMANABİLMEK İÇİN SADECE KENDİLERİNE ÖZGÜ ENERJİ VE YETENEKLERİYLE VAR OLMALARININ YETERLİ GELDİĞİ FİRMALAR VARSA, LÜTFEN YORUMLARA YAZINIZ. BİZ DE ONLARI BU AÇIKLAMADAN TENZİH EDELİM)

Ancak işten çıkıp arkadaşlarımızla sohbet ettiğimiz veya ailemizle vakit geçirdiğimiz sırada hala fazla planlı, stratejik ya da sert olmayı bırakamıyorsak, yaptığımız aktiviteden keyif alamayabiliriz.

Hangi davranışlarımızın eril, hangilerinin dişil enerji taşıdığını bilmek, gerektiği zaman gereken enerjiye geçebilmek önemli. Gerekmediği zaman eril enerji ile hareket etmek ya da eril enerjiyi belli bir oranda dişil enerji ile dengelememek yıkıcı bir davranış biçimine dönüşebilir. Keza, sürekli dişil enerjide kalmak ya da dişil enerjiyi bir parça eril enerji ile dengelememek de hayatta devamlı pasif kalmaya yol açabilir.

İlişkilerde de eril ve dişil enerji dengesi önemlidir. Taraflardan biri erildeyse diğerinin dişilde olması, bu şekilde birbirini dengeleyerek hareket etmeleri gerekir. Burada tekrar kadının sürekli dişilde erkeğin de sürekli erilde olmayacağını belirtmek istiyorum. Zaman zaman kadın eril enerjideyken erkek dişil enerjiyle onu dengeler. Her birimiz gün içerisinde eril ve dişil enerji ile hareket ettiğimiz anlar yaşarız. Örneğin annelik bile aynı zamanda hem eril hem de dişil enerjiler taşır. Besleme büyütme, kucaklama, şefkat dişil enerjilerdir. Koruma, kollama, düşünerek olası tehlikeleri keşfetme ise, eril enerjiyle yapılır.

Neredeyim?

Benim aşırı derecede eril enerji ile davrandığımı fark ettiğim yanım; son derece plancı, kontrolcü olmam, her şeyi öngörmeye çalışmamdı. Hayatımda çok büyük olaylarda, çok sezgisel davrandığım dönemler de var ama özellikle gündelik hayatın detayları ya da seyahatler konusunda aşırı plancı olarak kendimi zorluyorum. Gerçi, planları yapma kısmından zevk alıyorum ama sonra onları uygulamakta ısrarcı olma kısmı, sıkıntı yaratabiliyor.

Arzu ve Deniz’e, benim için Doyumlu Hayat Çemberi ile başlayan 2 aylık süreçte, çok satan bir yazar olmaktan çıkıp pek çok kez evrilen hayallerimin, akışkan-dişil yanım olup olmadığını; sordum. Bunun benim kendimi keşif sürecim olduğunu, tadını çıkarmamı; söylediler. Ayrıca Deniz, satır aralarımda hala ilk hayalimi gördüğünü, sürecin sonunda ona döneceğimi sezdiğini; söyledi.

O zaman dans!

Çemberi kapatmadan önce, Arzu ve Deniz bize, eril ve dişil enerji biçimlerinden hangisine daha alışık olduğumuzla ilgili bir de dans/performans denemesi yaptırdılar.

Sırayla biri dişil diğeri eril ezgiler taşıyan iki parça dinledik. Dinlediğimiz parçalar Hinduizm’de tanrıça olan Shakti ve tanrı olan Shiva için yapılmış müziklerdi.

Tanrıça için yapılmış yani daha dişil olanı, altta çok hafif bir ritim, ama ritimden çok dağınık, karışık bir ezgiydi. Planlı dans etmenin mümkün olmadığı, kaotik bir müzikti. Açıkçası benim içimde hiç bir şeyi harekete geçirmedi. Yerimden bile kıpırdayamadım. Hatta dinlerken aşırı derecede sıkıldım. Bu şekilde plansız, insanın anlık olarak içinden geldiği gibi hareketlerle yaptığı dansa, free dance deniyormuş. Normalde yuvarlak, yumuşak hareketlerle, düşünmeden kendini müziğe bırakarak yapılan bir dansmış.

Sonra tanrı Shiva için yapılmış müziği dinledik. Bu defa önceden planlanmış hareketlerle, çok güçlü bir ritmi olan müzikte dans ettik ve gerçekten eğlendim. Bu eril bir danstı ve ritme tutunmak dans etmeyi çok kolaylaştırıyordu.

Acaba ikincide havaya girip dans etmeye alıştığımız için mi daha çok eğlendik diye, free dance’i tekrar denedik. Ben bu kez yine dans edemedim ve sadece altta yatan belirsiz ritme odaklanıp ellerimle tempo tutabildim. Müziğin geri kalanı benim için yine bir şey ifade etmedi.

Bu tecrübeden de beynimin, eril yanı olan sol tarafını kullanmaya daha alışık olduğum ortaya çıkmış oldu. Eğer dişil olan sağ yanı daha fazla kullanıyor olsaydım, plansız dans etmek bana bu denli aykırı gelmeyecekti. Dolayısıyla dans denememiz şaşırtıcı olmadı. Çemberin bu oturumu boyunca oynadığımız diğer oyunlardan çıkan eril ve dişil enerji sonuçlarımla birebir uyuştu.

Değişmeli miyiz?

Çemberde büyük çoğunluğumuzun, eril enerjisi daha yüksek olan kadınlar olduğumuz ortaya çıktı. “Daha dişil enerjiye geçmeli miyiz, geçmeliysek ne yapabiliriz?” diye sorduk.

Burada Arzu ve Deniz yine çok güzel bir noktaya parmak bastılar ve dediler ki:

  • Eğer kendi haliniz, davranış biçimleriniz size mutsuz hissettiriyorsa
  • Eğer belli bir baskı altında kaldığınız için bu şekilde davranmak zorunda kalıyorsanız
  • Daha farklı davransanız, daha “kendiniz gibi” hissedecekseniz…

Yaşamınıza diğer enerjiden özellikler ekleyebilirsiniz. Hiç bir zaman bir anda eril enerjiden dişil enerjiye geçemezsiniz ama yavaş yavaş dişil enerjiye uygun davranışlar eklerseniz, dengeye ulaşabilirsiniz. Zaten tamamen eril ya da tamamen dişil olmak diye bir şey söz konusu değildir. Önemli olan gerektiğinde her iki enerjiyi de kullanabilmektir.

Bunun için, her birimiz, dişil enerjiye uygun davranış biçimlerinden 3’er tane seçtik. Bu 3 davranış biçimini hafta boyunca hayatımıza dahil etmeyi denemeye karar verdik.

Daha fazla dişil enerji için:

Ben şu dişil davranış biçimlerini seçtim:

  1. Sezgisellik:

Çemberin 2. haftasında kendime hayal olarak, sezgileri daha güçlü bir insan olmayı seçmiştim. Sonra 3. haftanın konusu, sezgilerimizi fark etme olarak geldi. Bir de üzerine bütün hafta boyunca sezgilerimizi nasıl arttırırız konulu kitaplar, makaleler, podcast’lere denk geldim. Evrenin bana yanıtının olumlu olduğunu anladım. Kendime bir sezgi defteri edinmeye ve hangi fiziksel ve duygusal semptomlarla beraber gelen sezgilerin benim için daha güvenilir olduğuna bakmaya karar verdim (tamamen kendi buluşum – hatta Deniz, bu deftere rüyalarımı da yazmamı önerdi).

Dolayısıyla sezgisel olmak şu anda benim için önemli ve günlük hayatıma dişil bir davranış biçimi ekleyeceksem, ilk maddemin bu olması çok normal.

  1. İncelik, zarafet, güzellik:

Çemberin ilk haftasında iyi hissetmekle ilgili olarak, çemberdeki bir arkadaşımın dediklerinden etkilenmiş ve zamanıma sahip çıkıp onu güzelleştirmek için çaba sarf etmediğimi fark etmiştim. O hafta, kendime ve çevreme daha özenli olmam, şıklık katmam gerektiğini düşünmüş ve tecrübe etmiştim. Malum, motor tepesinde gezen, minimum bagajla hareket etmeye alışık bir kadınım. Dolayısıyla, bu yanımı bu zamana kadar çok ihmal ettim. Bu yüzden, bu dişil enerji davranışını az da olsa hayatıma katmanın iyi olacağını düşünüyorum.

  1. Besleyen, yediren, büyüten, bakan olma:

XY ve kendim için artık daha sağlıklı beslenme zamanımızın geldiğini düşünüyorum. Sanırım yine eril yani mantıksal davranarak son madde de olarak bunu seçtim. Hatta Deniz, çemberlerin birinde çok istediğimi söylediğim köpek sahiplenmenin de, çok uygun olduğunu hatırlattı. Ama henüz XY ile anlaşmaya varamadık 🙂

Bakalım bu hafta kendimde neler gözlemleyeceğim?

Siz ne durumdasınız eril ve dişil enerji konusunda? Buraya kadar okuduysanız, artık “eril ve dişil enerji nedir ne değildir?” konusunda fikir sahibisiniz. Buna göre hangi enerjiyi ağırlıklı kullandığınızı, dengelenmek isteyip istemediğinizi yazarsanız çok sevinirim. Belki de dengedesinizdir. Merak ediyorum…

Arzu ve Deniz’le Kış Çemberi – diğer bölümler:

Bölüm-1

Bölüm-2

Bölüm-3


Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Yorum yaz | Görüntüle

Başa dön tuşu

Dengeliyorum sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et